Türkiye’de akademik araştırma ve öğretime karşı yürütülen saldırılar ve hükümet baskıları, 2009’dan itibaren yoğunlaştı. Ekim 2011’de Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Belge Yayınları’nın editörü Ragıp Zarakolu, editör, çevirmen ve siyaset bilimi alanında doktora öğrencisi Deniz Zarakolu’nun ve 21 yaşındaki siyaset bilimi öğrencisi Büşra Beste Önder’in tutuklanmasıyla birlikte, bu baskılar dikkat çekici boyutlara ulaştı. PKK’nın şehir örgütlenmesi olduğu iddia edilen KCK’ya yönelik operasyonlarda göz altına alınan bu insanlara yöneltilen suçlamaların vardığı nokta, bağımsız entellektüelleri susturmak, araştırmacı, akademisyen ve öğrencileri tehdit etmek olmuştur. Gözaltına alınan kişilerin tutukluluk hallerini uzatarak, kimi tutukluları (örneğin Ragıp ve Deniz Zarakolu) yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutarak, savunma makamının haklarını kısıtlayarak, bir çok kez aklanan sosyolog Pınar Selek veya Ergenekon davası kapsamında « terörizm » suçuyla yargılanan gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener örneklerinde olduğu gibi, sanıklar üstünde baskı kurarak ve davaları siyasi davalara dönüştürerek, Türkiye’deki adalet sistemi bu zulümlere ortak olmaktadır.
Nisan 2009’dan beri keyfi tutuklamaların ve « terör örgütü üyeliği » suçlamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, Türkiye’de bağımsız araştırmalar yürütme, bunların sonuçlarını üniversitede yayma ya da kamuoyuyla paylaşma imkanının kendisi tehlikeye girmiştir. Araştırmacıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, çevirmenlerin, yayıncıların çalışmaları, fiziksel, mesleki ve ahlaki bütünlüklerinin tehdit altında olması sebebiyle zorlaşmıştır. Varolma ve çalışma özgürlükleri, tıpkı bunun temelindeki düşünce ve ifade özgürlüğü gibi, yoksayılmaktadır. Türkiye’de 70’e yakın gazeteci, « terör » suçu olarak değerlendirilen mesleki faaliyetlerinden ötürü tutukludur ; yaklaşık 8000 gözaltı ve 4000 tutuklamayla sürdürülen KCK operasyonları, yasal bir parti olan BDP’yi hedef almıştır. Bu baskı, Türkiye’de yalnızca Kürt hareketine ya da onları destekleyenlere yönelik değildir. Kimi liberal entellektüeller de hükümetin eylemlerine, dini cemaatlerin kamu kuruluşlarındaki rolüne ve devlet aygıtına bağlı pratiklere dair sorular sordukları için tutuklanmışlardır. PEN’in Hapisteki Yazarlar Komitesi, Türkiye’de yaklaşık 1000 akademisyen, yazar, yayıncı ve avukatın hapiste olduğunu belirtirken, Çağdaş Hukukçular Derneği halen tutuklu bulunan öğrenci sayısının yaklaşık 500 olduğunu saptamıştır.
Sosyal bilimler – bugün özellikle siyaset bilimi – Türkiye’de verilen bu bilimsel ve entellektüel özgürlük mücadelesinde ağır bir bedel ödemektedir. Bundan böyle, « demokrasi » ya da « insan hakları » kavramlarını incelemek ya da tartışmak, Türkiye toplumunun kültürel çeşitliliği, devlet yapıları ya da azınlık tarihi (örneğin Ermeni soykırımı) üzerine kitaplar yayınlamak, suç delili olarak kullanılabilir. Bu araştırma ve tartışmaları yürütenler, sonu gelmeyen bir mahkemeyi beklemek üzere hapse atılabilir. Her ne kadar 2000’li yıllarda etkisi azalmış olsa da, korkutma mekanizmaları, Türkiye toplumunu ve onun entellektüel güçlerini bugün yeniden hareketsizleştirmektedir. Hatta bunları yok etmesi de mümkündür. Başbakan Erdoğan’ın, ifade özgürlüğünü hedef alan çok sayıdaki cezai işlemin yasallığını sorgulayanlara karşı yaptığı tehditkar açıklamaların da gösterdiği gibi, korkutma mekanizmaları devletin ve hükümetin zirvesine oturmuştur. Bir ülkenin bilimsel ve akademik evrenini canlı tutan tüm kesimler, araştırmacılar, akademisyenler, çevirmenler, öğrenciler, hayatta kalmak için kendilerini sansürlemek ya da hakaret niteliğindeki gazete kampanyalarıyla, polisle, mahkemelerle, davalarla uğraşmak zorundadırlar. Bu kabul edilemez. Bizler de, araştırma ve öğretim özgürlüğü ilkesini, yani bizi onlara bağlayan şeyi, onlar için ve onlarla birlikte savunuyoruz.
Uluslararası bir çalışma grubu inisiyatifi
Türkiye’li meslektaşlarımızla dayanışma içinde, tüm dünyadaki araştırmacı ve akademisyenleri, « Türkiye’de araştırma ve öğretim özgürlüğü » konusuna eğilecek uluslararası çalışma grubuna katılmaya ve kendi ülkelerinde bu grubun temsilciliklerini oluşturmaya davet ediyoruz. Bu grubun faaliyetleri, üniversiteler, yayınevleri ve araştırma merkezleri üzerinden yürütülecek, araştırmacıların, öğretim elemanlarının, öğrencilerin, çevirmenlerin ve editörlerin olağan çalışmaları kapsamında gerçekleştirilecektir. Türkiye’de araştırma ve öğretimin genel koşullarının çözümleneceği konferans ve seminer düzlenlenecektir. Bu faaliyetler, uzmanların çeşitli katkılarıyla, ortaya çıkacak yeni bilgilerle ve bunun yayılmasıyla görünür kılınacaktır. Bu ulusararası çalışma grubu, zulüm gören araştırmacıların, öğretim elemanlarının, öğrencilerin, çevirmenlerin ve editörlerin durumu hakkında belgelere dayalı bir bilgi akışı sağlayacaktır. İfade özgürlüğü olmaksızın araştırma ve öğretim özgürlüğünden de söz edilemeyeceğinden, çalışma grubumuz Türkiye’de ifade özgürlüğünün uygulanma koşulları üzerine yoğunlaşacaktır. Ayrıca, Türkiye’de entellektüeller üzerinde halihazırda uygulanan baskıyı ve tehdit altında veya hapishanede bulunan meslektaşlarımızın kişisel durumlarını gözler önüne seren bir bilgi platformu oluşturmayı amaçlamaktadır.
Türkiye’de araştırma ve öğretim dünyasını ilgilendiren bu olaylar, ülkedeki kamusal ve entellektüel özgürlüklerin genel durumu açısından ele alınacak, başka ülkeleri de ilgilendiren benzer vakalarla ve dünyadaki bilimsel/akademik meselelerle birlikte okunacaktır. Bu ilkeler ve pratikler etrafında bir araya gelmiş araştırmacıların, öğretim elemanlarının, öğrencilerin, çevirmenlerin ve editörlerin oluşturduğu « Türkiye’de araştırma ve öğretim özgürlüğü » uluslararası çalışma grubu, etkinliklerinin sonuçlarını anlaşılır bir dilde yayınlayan bir araştırma merkezi gibi iş görecektir. Grubun etkinlikleri, üyelerinin elinde bulunan tüm imkanlar seferber edilerek, bilimsel yayınlarla, internet ortamında takip edilebilecek araştırma günlükleriyle, konferans ve yuvarlak masa toplantılarıyla yayılacak ; bu veriler belli başlı medya organlarına nakledilecektir.
Grubun temsilciliklerinin tüm ülkelerde oluşturulması hedeflenmektedir. Bunların her biri, yukarıda belirtilen amaçlar ve çalışma ilkeleri çerçevesinde, özerk biçimde işleyecektir. Bu tür bir ağın oluşması, grubun etkinliğini ve gücünü ifade edecektir.
« Türkiye’de araştırma ve öğretim özgürlüğü » uluslararası çalışma grubu, aşağıda ismi geçen araştırmacıların inisiyatifiyle hayata geçirilmiştir : Deniz Akagül, Lille Üniversitesi (ekonomi), Samim Akgönül, Strasbourg Üniversitesi (tarih ve siyaset bilimi), Salih Akın, Rouen Üniversitesi (dilbilim), Faruk Bilici, INALCO (tarih), Marianne Baudin, Paris 13 Üniversitesi (psikanaliz), Hamit Bozarslan, EHESS (tarih, sosyoloji), Cengiz Cağla, EHESS (siyaset bilimi), Renée Champion, CHSIM/EHESS (arap edebiyatı ve kadın çalışmaları), Etienne Copeaux, Türkiye tarihçisi, Philippe Corcuff, Lyon IEP (siyaset bilimi), Yves Déloye, Sciences Po Bordeaux ve Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi (siyaset bilimi), Fransız siyaset bilimi derneği genel sekreteri, Gilles Dorronsoro, Paris 1 Panthéon-Sorbonne Üniversitesi (siyaset bilimi), Vincent Duclert, l’EHESS (tarih), Paul Dumont, Strasbourg Üniversitesi (tarih), Ragıp Ege, Strasbourg Üniversitesi (ekonomi), Gülçin Erdi Lelendais, EHESS/Warwick Üniversitesi, Didier Francfort, Nancy Üniversitesi (tarih), Zeynep Gambetti, Paris-7 Üniversitesi (siyaset bilimi), Eric Geoffroy, Strasbourg Üniversitesi (İslam araştırmaları), Nilüfer Göle, EHESS (sosyoloji), Diana Gonzalez, EHESS (sosyoloji ve tarih), Gérard Groc, CNRS (tarih), Deniz Günce Demirhisar, EHESS/Paris 13 Üniversitesi (sosyoloji), İclal İncioğlu, Paris 7 Üniversitesi (sosyal psikoloji), Ali Kazancigil, Lilian Mathieu, CNRS/ENS (sosyoloji), Claire Mouradian, CNRS (tarih), Christophe Prochasson, EHESS (tarih), Daniel Rottenberg, Strasbourg Üniversitesi (tarih), Emine Sarıkartal Paris 10 Nanterre Üniversitesi (felsefe), Ferhat Taylan, Bordeaux Üniversitesi (felsefe), Lucette Valensi, EHESS (tarih), Murat Yıldızoğlu, Bordeaux Üniversitesi (ekonomi).
Bu ekip, çalışma grubunun ilk ayağını 21 Kasım günü Paris’te oluşturmuştur.
Çalışma grubunun Fransa temsilciliğine katılmak ya da başka bir ülkede temsilciliğini oluşturmak için, aşağıdaki adreslerden birine yazabilirsiniz :
hamit.bozarslan@ehess.fr,ccagla2002@yahoo.com,yvesdeloye@hotmail.com, duclert@ehess.fr, diana.gonzalez2@wanadoo.fr, ferhattaylan@gmail.comYapım aşamasındaki iki web sitesi var : www.gitinitiative.com, uluslarası düzeyde girişimi tanıtacak, temsilcilikleri örgütleyecek, çalışmaları bir araya getirecek ve etkinlikleri duyuracaktır ; www.gitfrance.fr ise çalışma grubunun Fransa ayağı için aynı işlevi görecektir.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen