Donnerstag, 2. Februar 2012

Zarakolu'na Özgürlük / Doğan Akhanlı'nın Konuşması

[Sesonline] İSTANBUL- KCK Davası'ndan tutuklanan, yazar, yayıncı, hak savunucusu Ragıp Zarakolu ve tüm düşüncesinden, ifade ettiklerinden ötürü tutuklananlara özgürlük talebiyle düzenlenen basın toplantısı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde yapıldı. Toplantıya, abasının rahatsızlığı nedeniyle 2010 yılında geldiği Türkiye'de havaalanında gözaltına alınıp, ardından tutuklanan ve açılan kampanyalar sonucu serbest bırakılan ve sonunda beraat eden, 12 Eylül darbesi mağdurlarından yazar, insan hakları savunucusu Doğan Akhanlı da katıldı. Almanya'dan 'Zarakolu'na Özgürlük' kampanyası için Türkiye'ye gelen Akhanlı, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) sözcüsü Necati Abay'la birlikte katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada; "Ragıp Zarakolu hakkındaki soruşturma, savcılık tutanağı ve tutuklama karar ve gerekçesi, hemen bütün dünya dillerinde, yazar, gazeteci ve insan hakları kuruluşlarının dosyalarına girmiş durumda. Bu türden karar ve gerekçeler, ardı arkası gelmeyen ve özellikle Kürtleri hedef alan keyfi tutuklamamalar Türkiye ve Hükümeti hakkında endişeleri arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. ...Dayanışma sayesinde özgür kalmış birinin, kendi yayıncısıyla dayanışmasından, daha insani başka bir neden ne olabilir" dedi. TGDP sözcüsü Necati Abay'ın da Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilerle ilgili bilgi verdiği ve tutuklu gazetecilerle dayanışmanın yükseltilmesi gerektiğini vurguladığı toplantıda Doğan Akhanlı'nın yaptığı konuşma şöyle:

"2010 yılı Ağustosunda , 20 yıl ayrı kaldığım İstanbul’a adım adıp tutuklandığımda, , Ragıp Zarakolu ve Dr. Büşra Ersanlı dışarıda, çevirmen Suzan Zengin hasta ve hapisteydı. Tutuklanan Gazetecilerin sayısı 100’ü aşmamıştı. KCK Davası olarak adlandırılan binlerce sanıklı tuhaf yargılamalar süreci başlamamamıştı. Refarandum günleriydi. Başbakan Erdoğan ve hükümet sözcülerinin konuşmalarında “demokrasi”, “insan hakları”, “Kürt hakları” “hukuk devleti” gibi kulağa hoş gelen kelimeler daha sık sarfediliyordu.
Dört ay sonra, özellikle Almanya ve Türkiye’deki kamuoyunun tepki ve desteği ileçıkarıldığım ilk mahkemede serbest bırakıldığımda, Ragıp Zarakolu ve Dr. Büşra Ersanlı halen dışarda, çevirmen Suzan Zengin halen hasta ve hapisteydi. Tutuklanan Gazetecilerin sayısı halen 100’ü aşmamıştı. KCK Davası olarak adlandırılan binlerce sanıklı tuhaf yargılama başlamıştı. Onca tepki ve uluslararsı desteğe rağmen tek bir sanık bile tahliye edilmemişti. Ergenokon Davası olarak adlandırılan ve Türkiye’nin sivilleşmesine önemli bir katkısı olacağı izlemini veren davalarda da gariplikler, anlaşılmaz, keyfi uygulamalarda bir hayli artış baş göstermişti.
Tahliyemi Alman Vatandaşı olmama borçlu olduğum şüphesini hiç bir zaman tam atamadım içimden ve bu bana Türkiye modern tarihinin özeti gibi göründü. Bü ülke 100 yıldır, Sadece Türkçe konuşan insanlardan, sadece Müslüman-Sünnilerden oluşan bir toplum-devlet projesini hayata geçirebilmek için, milyonlarca vatandaşını canından etti. Farklı dönemlerde, toplumun farklı etnik, dinsel, siyasi gurup ve oluşumları keyfi devlet şiddetinin hedefi haline geldi. Ermenilerin, Süryanilerin soyunu kuruttu, Rumları yurtlarından attı, Kürleri inkar etti, Musevileri suskun bir hayata mahkum etti. Hemen her biri uluslararası halklar hukuğunda “insanlığa karşı suçlar” çerçevesinde yargılanabilecek suçlarını “dış güçler” ve “iç odaklar” propağandasıyla haklı çıkarmaya çalıştı.

Türkiye’ye giriş yasağımın sürdüğü bir yıl boyunca, kendi öfkem ve kırgınlığımla uğraşırken ben, tahliye edilen ve hapisanede başladığı “Osmanlı İmparatorluğunda 1912-1922 Arası Hırıstiyanlara Yönelik Takibat, Tehcir ve İmhalar” başlıklı çeviriyi bitiren Suzan Zengin vefat etti. Tutuklanan gayetecilerin sayısı 100’ü aştı. Dr. Büşra Ersanlı ve yazarı ve çevirmeni olduğum, Dünya Yazarlar Günü münasebetiyle , yaşadığım Köln şehrindeki toplantıya davet edilen Ragıp Zarakolu'nu tutuklandılar. P.E.N ve başka kuruluşların düzenlediği bu toplantıda Ragıp Zarakolu’nun sandalyesinde kendisini fotoğrafı temsil etti.

Ragıp Zarakolu hakkındaki soruşturma, savcılık tutanağı ve tutuklama karar ve gerekçesi, hemen bütün dünya dillerinde, yazar, gazeteci ve insan hakları kuruluşlarının dosyalarına girmiş durumda. Bu türden karar ve gerekçeler, ardı arkası gelmeyen ve özellikle Kürtleri hedef alan keyfi tutuklamamalar Türkiye ve Hükümeti hakkında endişeleri arttırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Burdayım, çünkü Türkiye’ye ilişkin öfke ve kırgınlığımı yerli yerine oturtmak istiyorum.
Dayanışma sayesinde özgür kalmış birinin, kendi yayıncısıyla dayanışmasından, daha insani başka bir neden ne olabilir?.."

Toplantıya katılarak dayanışmalarını ileten, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Başkanı, Mustafa Köz, Şanar Yurdatapan, KCK davasından tutuklanıp ardından serbest bırakılan gazeteci Arzu Demir, gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan ve Ziya Ulusoy'un da aralarında bulunduğu isimler, yaptıkları konuşmalarda; "Zarakolu ve düşünce ve ifadesinden ötürü tutuklananlara özgürlük" talebinde bulundular.


FOTOĞRAF: (Solda) Doğan Akhanlı, Necati Abay (sağda).


» Bağımsız Sesonline. Net

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen